onların, kilometrelerce yakınlığına..
Varlıkla yokluğun savaşında
berabere kalan ölümü soluyoruz.
Yeniden dirilen şehirlerde
dikilen anıtlarımızdı anılar.
*
Biz şimdi çok ötelerde koşuşturan kahramanlarız.
*
*Seher* (Tüm Zamanların..)
onların, kilometrelerce yakınlığına..
Varlıkla yokluğun savaşında
berabere kalan ölümü soluyoruz.
Yeniden dirilen şehirlerde
dikilen anıtlarımızdı anılar.
*
Biz şimdi çok ötelerde koşuşturan kahramanlarız.
*
*Seher* (Tüm Zamanların..)
''Sen kızsın.!'' diye başlayan cümlelerle hapsoldu çocukluğumuz.!
Genç kızlığımızı yaşayamadık özgürce.. Aynı söze, aynı zihniyete kurban edildi..
Kadınlık mı.?
Tanrıların hizmetçi formatında yarattığı geyşalardık.
Bir başka gözle bakabilmemizin olanağı var mıydı kendimize.?! Saçımız uzundu, aklımız kısa, eksikti hepimizin etek boyları, doğuştan..
Temizlik, yemek, doğurmak ve bunların içinde en nemlisi SUSMAK.!
Biz susmaların içinde, nice dilsiz konuşmaların alfabesini ürettik de, kulaksız bir dünyaya attık çığlıklarımızı.
Kulaksızdı ama dilsiz değildi, yargısız infazcılarımız. Bir kelime büyütüyorlardı, dilleri kadar: Biz ''TRİPLER'' ustasıydık.!
*
Bizsiz yapamıyorlardı ama, bizle de olmuyordu.
Sizsiz yapamıyorduk ama, sizle de olmuyordu.
*
Neydi bizi hayallere kaçıran ürkütücü gerçeklik.?! Yoksa gerçek dediklerimiz, hayalden mi ibaretti.?
*
Bir başka dünyaya göç etmenin bu çıldırtan arzusuyla, yerinde saydıran neydi..?!
Hayır hayır, sizleri suçlamıyorum Beyler.! Çünkü sizleri de bizler yetiştirdik.
Sevgi, saygı, merhamet, hoşgörü.. biz bunları, yerli yerine yerleştiremedik.
Bir kavram karmaşasının içine düşmüş bizler, kavramların yerlerini hep birbirleriyle değiştirdik.
Şimdi mi.?
Şimdi, şefkat adı altında yaptıklarımızın bedelini, şefkatsiz bir elbise gibi giyindik. Ve hangi boy aynasında kendimizi seyretsek, bizler kendimizi bile sevemedik.
*
Bu yolun sonuna, nice ÖZGE-CAN'lar vermeden düşünmeliyiz: Biz nerede hatâ ettik...
*
*Seher* (Tüm Zamanların..)
Ve insan aslında, özge ve özgü yolunu seçmeli..
Çünkü bu iki durumda, ayaklar aynı derecede ağrımaz; yürek aynı sayıda atmaz; pişmanlık da aynı derecede olmaz; tıpkı mutluluğun olmayacağı gibi..
*
*Seher* (Tüm Zamanların..)
Beni azâd edin gözünüzü seveyim
Sıtkım sıyrıldı acılı sevgilerinizden..
Sığıştırın unutulmuşlarınızın arasına
Hiç yer kaplamam, söz veriyorum.
*
*Seher* (Tüm Zamanların..)
Ve kalem kıvranmaya başlar
''Yaz,'' der, ''Yaz.!''..
Oysa Susmanın Mevsimi'dir.
Yazılan her harfin ıslanacağını bilirsin,
akacağını, kâğıdın yanaklarından..
Ve boşluğa savurursun kelimeleri
kayıtsızlığa uçuşurlar, sessizce..
Akar tüm boyaları çaresizliğin..
*
Notalara döndürürsün rotanı
Çalar bütün hırsızları, şehrinin
isim'siz gözyaşlarını..
Yağar, kalem gibi bir yağmur..
İçer Toprak Ana, kederlerin cümlesini
Doğurmak için gayr-ı meşrû acıları..
*
*Seher* (Tüm Zamanların..)
Kendimi bildim bileli, elime aldığım her ne iş olduysa, lâyıkıyla yapmaya çalışmışımdır. Çocukluğumda bile huzursuz ederdi beni, olmamış he...