Hunharca öld*ü*rüldü duygularımız, düşüncelerimiz, hayallerimiz..
''Sen kızsın.!'' diye başlayan cümlelerle hapsoldu çocukluğumuz.!
Genç kızlığımızı yaşayamadık özgürce.. Aynı söze, aynı zihniyete kurban edildi..
Kadınlık mı.?
Tanrıların hizmetçi formatında yarattığı geyşalardık.
Bir başka gözle bakabilmemizin olanağı var mıydı kendimize.?! Saçımız uzundu, aklımız kısa, eksikti hepimizin etek boyları, doğuştan..
Temizlik, yemek, doğurmak ve bunların içinde en nemlisi SUSMAK.!
Biz susmaların içinde, nice dilsiz konuşmaların alfabesini ürettik de, kulaksız bir dünyaya attık çığlıklarımızı.
Kulaksızdı ama dilsiz değildi, yargısız infazcılarımız. Bir kelime büyütüyorlardı, dilleri kadar: Biz ''TRİPLER'' ustasıydık.!
*
Bizsiz yapamıyorlardı ama, bizle de olmuyordu.
Sizsiz yapamıyorduk ama, sizle de olmuyordu.
*
Neydi bizi hayallere kaçıran ürkütücü gerçeklik.?! Yoksa gerçek dediklerimiz, hayalden mi ibaretti.?
*
Bir başka dünyaya göç etmenin bu çıldırtan arzusuyla, yerinde saydıran neydi..?!
Hayır hayır, sizleri suçlamıyorum Beyler.! Çünkü sizleri de bizler yetiştirdik.
Sevgi, saygı, merhamet, hoşgörü.. biz bunları, yerli yerine yerleştiremedik.
Bir kavram karmaşasının içine düşmüş bizler, kavramların yerlerini hep birbirleriyle değiştirdik.
Şimdi mi.?
Şimdi, şefkat adı altında yaptıklarımızın bedelini, şefkatsiz bir elbise gibi giyindik. Ve hangi boy aynasında kendimizi seyretsek, bizler kendimizi bile sevemedik.
*
Bu yolun sonuna, nice ÖZGE-CAN'lar vermeden düşünmeliyiz: Biz nerede hatâ ettik...
*
*Seher* (Tüm Zamanların..)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder