Bu Blogda Ara
24.10.23
Pandora’nın Umudu (Seher)
12.10.23
Tekboynuz’la (Seher)
Teninin gölgesinden söküp aldım gerçeği
Gerçeğine yansıyan ateşe aşık oldum.
Duvarların karmaşık yüzyıllara çizilmiş
Bir dilin ezgisinde kulağımız kesişmiş.
*
Her yola yolcu gerek, eli ele devşiren
Her yolcuya bir de yol, ayağı bitiştiren.
Tekboynuza atladım uçarak geldim sana
Altın tasta kanımı adak gibi sunmaya.
*
d'üşüyorum (Seher)
Gecenin en yalnız zamanlarında
Taşlasam bütün kepenklerini bu şehrin
Karanlıkta çok mu zordur alışınız verişiniz
Paranız sayılmaz mı el yordamıyla
Çıkılmaz mı sokaklar karanlıkta
Parklarınız yasaklı mı güneş olmayınca.?
*
Oysa ne güzel olurdu, sokak şarkıcılarıyla
Yıldızların altında şarkılarla sevişmek..
Çatalın ucunda balık, kadehte rakı
Yüreğin acılarına bir bir gülümsemek.!
*
Ne kopabiliyorum beynimden
ne yüreğimi salıverebiliyorum boşluğa
-ebilmek'siz bir gramerde çıldırıyorum.
Dilim ne yöne dönse çaresiz
''Çare, sizsiniz,'' diyor psikologlar
Psikoloji bir bilim dalı olmaktan çıkıyor
Öyle ya, bil'miyor işte çaresizliği.
Bilmem kaç bilinmeyenli
denklemi doğuruyor sancılar.
Siz, gülme makamının orkestrası
ben, kederin assolistliğiyle avunuyorum.
Gecenin en karanlık zamanlarında
yasadışılığa soyunuyorum.
*
Çöpe atıyorum bütün renkleri
Bir rakı şişesi kadar erkek oluyorum
sonra, istemsiz dökülen yaş'larla kadın.!
Derken bir çocuğa kesiliyor benliğim
Tepeden tırnağa düş oluyorum.
Düşüyorum
D'üşüyorum
Düşü'yorum..
*
*Seher* (Tüm Zamanların..)
Sonsuz Şarkı.. (Seher)
Ey derinlerimde dünyalar
Göğsümde uçsuz bucaksız boşluğun anası
Haydi, bir cümle istiyorsun ya durmadan
Usanmayan bir cümleyi parçalıyorum hecelerine
Kekeme bıraktığın yerden direniyorum
Bütün bedenimle, ha gayret
Anlatmanın yollarına düşüyorum.
Yok.. Umarsız bir bakışın kirpiklerinde
---buluyorum kendimi..
*
Rüya bu ya, asılmışım işe bak
''Oh.!'' diyorum, nihayetinde zannederken cismimi
O kör olası gündüzler başlıyor
---doğu yanımdan..
*
Ah bat.! Ah batı.! Ah batık şehrim
Sütunlarında ben, başımın üstü yüzlerce yıl
Küp küp şarapları deviriyorum
Yüz şimdi, yüzebildiğin kadar.
Bir yüzülmüş deri kalıyor, tuz kokan
Bozulmayan esnemeyen
Kaskatı bir yüz görümlüğü
Yok.. Yok ki görmeyi arzulayan
İşte, dünyanın en eski şarkısını
---getirdim sana.
Al, drahomam.
Duymak mı istiyorsun, duy o zaman
Kim tutar duymak isteyen bir çift kulağı
Kim tutar girdiğinde
Bir çığlığa dönüşen şarkıyı
---bırakmamacasına.?
O şarkıyı bilen değil
Lime lime dökülerek yaşayan tutar.
Hayır, nafile bekleme
Asla anmayacağım o şarkının adını.
Bir çağ ki kelimelere düşman..
Bir çağ ki, altında sözlerden ölüler..
Donmuş bedenleriyle gözü açık gidenler..
Hayır.!
En sevdiğim cümleyi devirirsem eğer
Toprağım bana, kan güder.!
*
Deli Arşem (Seher)
Uzadıkça kesilen tırnaklar gibiyim
döküldükçe seyrelen saçlar..
Ne tırnaklarım uzatmaya geliyor
ne saçlarım şöyle boylu boyunca..
Söz birliği yapmışçasına kırılıyorlar.
Kala kala dört tel kaldı çalacak.
Çiz boylu boyunca ey deli arşem
Bugün Anladım (Seher-13.01.2025)
Kendimi bildim bileli, elime aldığım her ne iş olduysa, lâyıkıyla yapmaya çalışmışımdır. Çocukluğumda bile huzursuz ederdi beni, olmamış he...
-
''Küçük bir yazıya hapsolmak.!'' * Eğer anlatabilseydim hâl-i pür-melâlimi Erguvan derdim hiç düşünmeden. Pürüzsüz beyazlı...
-
Ben bir çocuğum, saklambaçtır oyunum En bilinmedik yerler, benim kovuğum Arkamı dünyaya döner, saymaya soyunurum Utanırım kederimden Bilme...
-
Kırılıyor bütün tecrübelerin beli omuriliğinden Deneye yanıla örseleniyor kalbin bütün pencereleri Üşüyor, kanı çekilmiş beden Kanserleşiy...