Mesele gitmek değildi
Mesele kendinden gitmekti
dönmemek üzere.
Oysa her gidişin dönüşüydü
insanın kendi.
*
Mesele dönmek de değildi
iş, kalabilmekteydi..
*
*Seher* (Tüm Zamanların..)
Mesele gitmek değildi
Mesele kendinden gitmekti
dönmemek üzere.
Oysa her gidişin dönüşüydü
insanın kendi.
*
Mesele dönmek de değildi
iş, kalabilmekteydi..
*
*Seher* (Tüm Zamanların..)
Bir Kadın'ın şiirine değdi gözlerim
Sonra bir diğer Kadın'ın..
Derken birden hava değişti
Üşüyor muyum ne.?!
Birkaç yorgan gerekli şimdi
karanlık bir yalnızlığa sarılmalıyım.
*
Bir çocuğun elleriydi hatırlıyorum
Tuzlu bir suyu sunuyordu göklere
Derken gözleri uzanıyordu
bir işâreti büyütüyordu birlikte
küçük bir kalbin masumiyetiyle..
Büyüdükçe, küçülen bir umudu yükledi
görebildiği en engin iki Mavi'ye..
Oysa ha yer ha gök
görmek neyi değiştirirdi.?!
Şiirlere değdiğinden beri yüreği
öğrendi, değişmeyecekti hiçbir şey..
Ve büyüdü, üşüyen çocuk
''büyümez olaydım.!'' dedi.
Titriyordu soğuktan
ısınmak için bir nebze
hangi şâire sarılacağını bilemiyordu.
*
Bir Kadın'ın şiirine değdi gözlerim
Sonra bir diğer Kadın'ın..
''İyi ki değdi,'' dedim kendi kendime
Sokaklar bomboş değil artık
köşe başları çoktan tutulmuş
parkları bıcır bıcır bir Dünya.
Hepimiz üşüyor olsak da
bir karton boyu toplanırız nasılsa..
*
*Seher* (Tüm Zamanların..)
Yaz'lık kış'lık ayırdım düşüncelerimi, astım gardırobuma.
Sonra düşündüm, İlkbahar'lık Sonbahar'lık nerede.?
Sevemedim hiçbir zaman, tamamıyla kaldırmayı mevsimleri.
Öyle bir dolap olmalıydı ki, kapısını açtığımda tümünü görebilmeliydim.
Tümden, parçalara erişebilmeliydim.
*
İnsan önünü görmek istiyor, umudu yeşertebilmek adına.
''Umut, en büyük kötülüktür; çünkü işkenceyi uzatır,'' diyor pek sevdiğim Adam.
Haklı buluyorum. Her ne kadar yeşertelim diye, türlü subliminal oyunları kullansak da, yolu belli, yolcusu belli, hedefi belli bir masalın, gelip geçici kahramanlarıyız nihayetinde.
*
Ölüme giderken, gülümseyebilmenin altındaki mesaj ne ola ki.?
Binlerce yumurtanın, el-ele vermiş ve başarmış talihsiz kahramanlarına mı yerinmeli; ya da hiç var olmama şansına sahip olanlarına mı sevinmeli.?
Bak şimdi, gördünüz mü işte.! Hep çok yol ağzı bir durumun kurbanlarıyız.
Seçtiğini zannederken seçilen; seçildiğini zannederken faka basan.
İlkokuma Mevsimi, Yazma Mevsimi, Sonokuma Mevsimi ve Koşma Mevsimi olsa olmaz mıydı isimleri.?
İsim babalarının kulağına okuduğu, hangi masaldan alıntıydı acaba;
''Güya'' kahramanlarıyla dolu, boş bir şatonun örümcek tutmuş geleceği.?
Yine de geçmiş bulunduk bunca kelimenin arasından, aralıklarından.
İşkenceyi uzatmamak adına, asalım bir bir pembeye, maviye, beyaza bütün karanlık köşelerimizi.. Hadi.!
*
*Seher* (Tüm Zamanların..)
Sadece, Şimdi'lik.
Sonra'lık
bilen var mı.?
Ya da
Önce'lik..
Diyorum ya,
Sadece
Şimdi'lik.
*
*Seher* (Tüm Zamanların..)
Ve görmeyen gözleriyle bakıyorlardı..
Dokundular tenimin mahremiyetine
Bir koyun gibi yüzdüler nihayetinde..
Ve süzdüler beyinlerinin tortularını
Bana acılar biçtiler, saniyeleri bileyleyerek
Onlarsa, yüzyıllarca acı çekecek..
*
Bu ne doğurgan bir acı
ve zamansız, ne çok ölüm doğuyor
ve zamanlı, ne çok doğum ölüyor..
Mavi bir pencerenin kanatlarında
karışıyorsa şimdi kanım terime
hak ettim demektir bir yıldıza yürümeyi..
*
Hadi, ölebilirsiniz artık içimde
ve dışıma hükmedebilirsiniz, düşünmeden..
*
*Seher* (Tüm Zamanların..)
Yazamıyorum eskisi gibi..
Çizgisiz bir kâğıdın, yamuk giden satırları
gibi yağıyor bezginliğim..
Konuşamıyorum eskisi gibi..
Dilimde bir akrebin zehri.. İçime, hep içime..
Şiirler küstü.. Şâirlerin arkası dönük
Tükettik diyorlar kelimeleri. Yol bitti.. Geri.!
dönmeli tüm yaşanmışlık.. Geriye, hep geriye..
İçme diyorlar şu mereti, içme.! Onlar 'içme'
dedikçe, uzanıyor parmaklarım, yalnızlık senfonisine..
Ne kaldı diye soruyorum duvarlara. - Ne kaldı.?
Benden almadığınız hangi harf kaldı.?
Bir dilin, kaç dile çevrilişidir, çözümsüzlük.?
Ve kaç türlü yalnızlık.. - Ne kaldı.?
Biriktiriyorum kendimi şarkıların ezgilerinde
İçiyorum evet, içeceğim de.!
Yazacağım, konuşacağım belki de
Dilsiz bir alfabenin, sessiz sesinde.
- Ne kaldı geriye.?!
*
*Seher* (Tüm Zamanların..)
Şahlanıyor bütün kederler
Bir yılkının nallarında eriyorum
Sarp kayalıklardan
kaypak yaralar büyütüyorum
Şimdi, diyorum, bir uçurum olmalı
yüzyıllarca atlayabileceğim
yerin çekmeyeceği
boşlukları soluyabileceğim..
Gökyüzünde koşmalıyım kalan ömrümü
Beşi bir yerde duygularımı uçurmalıyım..
Bir et parçasına tapan benliğim
germeli inançlarımı sonsuza..
Ve ben öylece
ölümü ölmeliyim..
Ölümü
öl
meli
yim.!
*
*Seher* (Tüm Zamanların..)
Biliyorum
İlki değilim bu ıstırap denizinin
Sonu da olmayacağım, gün gibi..
Çok az kadınmış bu dünyanın bayrağını
Yüreklerinde dalgalandırıp
Duygularını mürekkebe kusturan.
Şimdi bünyemin kaldıramadığı
nice sevapları ifrazat gibi atan
gözlerimin bebeğinde boğuluyorum.
Günahın tüm renklerine boyanıyorum..
İşleyeceğim.! En ateşlisinden cehennemi.!
*
*Seher* (Tüm Zamanların..)
Kendimi bildim bileli, elime aldığım her ne iş olduysa, lâyıkıyla yapmaya çalışmışımdır. Çocukluğumda bile huzursuz ederdi beni, olmamış he...